Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Minerva'lara mektup

Çocukluğumda içinden çıkılmaz bir kafa karışıklığıyla, ergenliğimde güçlü bir öfkeyle şimdilerdeyse garip, huzurlu, anlayışlı bir kabullenişle irdeliyorum özgür iradeyi. Olmak zorundadan olmalıydıya sonrasında ise olabilirdi belki de diyerek kabul ediyorum olmadığını. Özgür irade yalnızca bir yanılsamadan ibarettir. Tıpkı tanrı gibi o da bilincimizin kriz anında doğurmak zorunda olduğu bir olgudur yaratmasaydık delirirdik bir sanatçı yahut tanrının kendisi gibi. Gelelim neden özgür iradeden bahsedemeyeceğimize özgür iradeden bahsedebilmek için münferitlikten bahsetmek zorundayız gördüğünüz gibi daha başlamadan dahi olmadığı apaçık çünkü istesek bile asla evrenden, doğadan ve birbirimizden ayrı bağımsız özerk olamayız. izin verin bir örnekle kanıtlıyım diyelim ki bir adam eşinden dayak yediği için boşanmak istiyor olsun ama etraftaki baskıdan dolayı bunu yapamıyor olsun bu birinci kanıt aynı olay üzerinden bana diyebilirsiniz ki adamın boşanmaya karar vermesi özgür iradeye kanıt olmaz m...

Duraklar ve tuvaleter

Öncelikle şu ana kadar en beğendiğim başlık bu oldu. Geçen gün gene durakta düşünüyordum çünkü daha önce bahsettiğim gibi en verimli tuvalete ya da durakta düşünürüm eğer tuvalete telefonla girmişsem sayılmaz o zaman voleybol maçı izliyorum genelde her neyse gene durakta düşünüyordum koskoca dünyanın bize ait olduğunu düşünüyoruz sırf bu yüzden hayvanlara yaşam hakkı tanımıyoruz alanlarına tecavüz ediyoruz ee biz bunu hak ediyoruz biz eşref-i mahlukâtız çünkü işin komik yanı da bu biz başkalarından çalıp kendimize alan yaratmıyoruz ki biz arabalara, bankalara, avmlere, apartmanlara yer açıyoruz sonra kalkıp özgürlükten bahsediyoruz kusura bakmayın ama kıçımın özgürlüğü bakın iradeyi falan filan kenara bıraktım yolda yürüyecek bir metre kaldırmınız var özgürlük diyorsunuz arabalara ayrılan payın farkında mısınız "ben bu hayatı yaşıyorum" sen anca.. Bipledim kendimi aferin bana regl olacağım ondan kzıgınım da biraz buna da az kızgın değilim hani bizler bunu gören eleştiren ben ...

baştan sona bir yürüme saçmalığı ve iki bira

 Az önce yürüyordum 2 aydır kendi başıma yürümemişim yürürken fark ettim evden markete diye çıkıyordum annem ben de geleyim dedi kapıdayken gelme dedim öncesinde de gelme demiştim bu ne terbiyesizlik deyip suratıma kapıyı kapattı. Sokağa çıkıp yürümeye başladım yürüyen ben değilmişim de dünyaydı sanki ikimiz de yürüyorduk bunun farkına bir kuzudan gelen sesle vardım. Ben karışık bir varlıktım zihnimden bahsetmiyorum biyolojik olarak milyonlarca yılda bu hale evrildim karışık bir yapım var. sesini duyduğum koyunların da karmaşık yapıları var.  Bir koyun olarak varolsaydım monadlarım beni değil de koyunu var etseydi ya da bir ağacı kendimi o kadar büyütmeyeyim kaldırımdaki alelade bir ot olsaydım faydam olur muydu dünyaya. Yürürken diğer insanlar da benim düşündüklerimi düşünüyor mudur?  Neyse bir ot olsaydım yahut ünlü bir yazar herkes tanısaydı beni belki peygamber olsaydım hayatımın bir amacı bir anlamı olur muydu? 27 hep bu yaşta ölecekmişim gibi gelir yaşama karşın onu...

Başlık atabileceğim bir kelimem yok

 Yaşamın karmakarışıklığına nispetle ölüm basittir. Hayata dair söylenen her söz ne kadar doğruysa bir o kadar yanlıştır. Yaşamın yaşayan her varlık için farklı bir anlamı farklı bir yolu vardır ölümse yaşayan her varlık için ortaktır. Onun adına söylenen her şey gerçeklikten uzaktır ama yaşamın meşruluğuna kabul etmektense ölümün meşruluğunu daha rahat kabul ederiz. Örneğin birinin kürt, siyahi, eşcinsel olduğu için yaşamını kabul etmeyen tonla insan var - bu işin içine hayvanları sokmuyorum çünkü girersem çıkamam üstelik bir vejetaryen değilken bunu konuşmaya hakkım da yok bence- oysa ölüm öyle değildir böyle bir düzen istemediği için protesto hakkını kullandı e poliste onu vurma hakkını kullandı öldü, maddi durumu yetersizdi sağlık imkanları da sınırlı pek tabii öldü, atanamadığı için intihar etmiş öldü, eşcinselmiş ailesi intihar et kurtulalım demiş o da etmiş ölmüş... Ölümün meşruluğu kendimiz için bile dehşet verici biçimde ortadadır. Yaşamımızın meşruluğu kendimiz için bile ...